Giriş Yap

Firkete Hesabına Giriş Yap


Güney Afrika Günlüklerinden

Büyük ekspedisyonların düşleri ile yaşayan bene soruyorum.”Nereye gidiyorsun” diye. Diyor ki Yaşlı kıtaya yolculuk vakti;Irksal ve ıraksal düşünme sınırlarımızı her geçen gün daha da kıracak, bulunduğumuz yerden iteleyecek yeni bir yolculuğa,yeni bir çeşitliliğe yol alıyorum ..Kara Afrika’ya gidiyorum.. Altın’ın ve pırlantanın elmasın ülkesine…


Uçak dolu. İki kişilik koltuk ise sığabileceğim türden değil. Yastıkların içi bana göre boş .ortopedik konforsuzluğa rağmen bulutların üzerine çıkış ise bana giden ıssız yollar üzerindeki mucizenin başlangıcı. İçimdeki fırtınayı ancak yeni bir fırtınanın çıkışı dindirebilir.Uçak Boeing 777… Airbus 340 olabilir . Bu detaya sanırım bakmadım . Kalkış pisti ile iniş pistinde ayakları yere değen, sürekli uçan, büyük tonajlı hava taşıtı işte.. TABU oynasa idim böyle anlatırdım herhalde. Havada iken havadar ve havai çözümler ilişiyor gözüme yemek tepsime bakınca. Sadece bıçaklar plastik olunca terör engellenmiş mi oluyor acaba. Çatallar da aynı vazifeyi görebilir eğer maksat bu ise. Uçağın içinde geziniyorum nerede ise herkes uyuyor. Hostesin biri de ayakta uyuyor.Saatler geçiyor. Sabah oldu artık.. Yolumuz az kaldı. 11.300 metre yani 37.000 feet de Zambia, Lusaka üzerinden uçuyoruz. Dışarıda sıcaklığın eksi 52 derece olduğunu öğreniyoruz monitörlerdeki bilgilerden. Cornell ile sohbeti iyice koyulaştırdık . Uçağa bindiğindeki mazbut görüntüsünden ise on saatten sonra eser kalmadı. Cornell makine mühendisi, iş seyahati nedeni ile Almanya’ya gitmiş ve oradan dönüyor. Köpeklerinin mesleğinin ise ne olduğunu bilmiyorum. Sabah kahvaltısındaki menünün zengin olduğunu söyleyemem. Yolcuları memnun etmek ise hiç kolay değil . Kulaklarımdaki basıncı eşitlemek için yeniden bir jiklet ihtiyacı. sanırım yutkunarak olmuyor bu iş bu günlerde .Kemerler bağlandı inmek üzereyiz ..İniş için alçalmaya başladık ..Uçaktan inmeden önce,hostese göz kırpıp, emanet bir yastık aldım . Ey İberia sanma ki senin kuşundan beyaz tüy çaldım . 

 

Ey kara derili insanlar

Khoi khoiler ya da sanlar

Sormayın niye diye ,niçin ..

Tanrılar çıldırmış olmalı

Sizi reddetmek için.

Yıllardır ağladınız için için

Şimdi ben bunca yol tepiyorum

Ülkenizde gözlerinizi  görmek için

Gözlerimde sözlerinizi içmek için

 

Johannesburg’a inerken …



Burası İlkel koşullara nanik yapan bayındırlıkta

Aklım ise safari de ,bir de çayırlıkta .

Ülkede yaygın GSM ağı olduğu belli

Beni ilk karşılayan Vodacom daha sonra da MTN oldu .

Babam ölümünden bir hafta öncesinde BM Çevre ve Kalkınma Konferansı Kararlarında On Yıllık İlerleme ve Gelişme içerikli  konuları olan Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi (WSSD) gerçekleşmişti bu şehirde . Benim gözüm ya yer altında ya da zirvede ,Belki de  bir timsahım şu anda yüzüyorum nerede olduğunu bilmediğim bir nehirde …

…Jo’burg



Dizelerim dizilir

Bir ülkenin soluğu enseme yaklaştığında

Tartsak acaba insanlarını, ne kadar ağırlığında

Başkentlik payesi; idari olarak Pretoria ,

yasal olarak ise ,Capetown ‘da

Nüfus yaklaşık 44 -45 milyon civarında  .

Ülkenin kıyılarının uzunluğu en az üçbin km

Ve her kıyı çalkalanıyor ,kendi girdaplarında

Ne yapardım ki geldiğim şehirde

Varlığım,sizde  bir beste olmadığında .

 

Az da olsa birkaç kez görüyor ülke

Mevsimi gelince karı

Nedir acaba şu teneke evlerde oturanların

Yoğu varı

İşsizlik yaklaşık  yüzde 15 civarı ..

 

Bu ülkede kişi başına bir ağaç düşüyor

Ne de olsa ağaç olmadı mı her yer üşüyor .

 

Jacaranda ağaçlarına siz bakarmısınız, ben bakmanızı söyleyeyim mi

Kulağınıza bir şey söyleyeyim mi

Bir daha geleceğim

Bunu sizden gizleyeyim mi ?



H.Cigdem Yorgancioglu

4.5 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 oy 4.50 (1 Vote)

Yorum Yaz...

ile ilgili makaleler