Biyolojik çeşitliliğin içinde, Kablosuz iletişim aygıtımla gezerken MTN nin 1994 yılında kurulan ve Johannesburg borsasına kote olan ,900.000 metrekarede hizmet veren 5 milyon abonesi olan bir mobil iletişim şirketi olduğunu öğreniyorum.
Skukaza kampı ,Krueger Park
27.11.2003
Çalışanlarla sohbet ederken zırcahil olmadıklarını fark ettim .Hiç ülke dışına çıkmamış olmasına ragmen hayalleri de oldukça büyük Alex’in.
Skukaza kampı ,Krueger Park
Minibüsümüzün Satara Park’a hareket etmek üzere yola çıkmasına çok az bir zaman kaldı . Rengarenk kuşlar çalım atıyor bahçede . Erasmus arkeolog.Anne ve babası eğitim görevlisi imiş . Paul Krueger’in heykelinin kaldırılması ile uğraşıyormuş .İstanbul hakkında epey bilgisi olması beni şaşırtmadı . Zeugma ile ilgili biraz bilgisi var fakat Nemruttaki kazılardan haberi yok . Konuları hızla değiştiriyoruz . Su altı arkeolojisinden açılınca konu INA’nın kurucusu George Bass’a kadar geliyoruz .Türkiye’deki su altı kazılarını da duymuş .
Krueger Park yakında Mozambik ve Zimbabve ile GLTP olacak diyor ..Great Limpopo Transfrontier Park anlamında kullanıyor ..
Neyi gün ışığına çıkarırsa çıkarsın bir arkeolog
Bence gün ışığında en son bulacağı şey
Kendisi olacaktır .
Tam ondan ayrıldığımda Ahmet’in beni aradığını fark ediyorum .
Tüh ..nasıl atladım bu detayı .
Yarım saat önce hareket etmeye sonradan karar verdiğimizi unutmuşum . hareket ediyoruz şimdi .Araca bu sefer en son binen benim .
Antenlerim ise hala kafamda .Belki bir arı belki bir antlop belki de bir salyangoz . Şimdi hangi manyetik alanın içine çekildiğimi bilmeksizin ısrarla akşam çıkılacak olan bir safariyi düşünüyorum.
Skukuza Kamp ,
OCAKBAŞI
Sadece kuzu etine olan talebimin yanı sıra az önce fotoğrafını çektiğim çocukları düşünüyorum.Babunların gözlerini gözlerimi dikmesine ve aniden berekete ve şimşeğe boğan yağmura hayranım . Doğa ile didişmeye gelmiyor .Fotoğraf çeken ve Kızılhaç’ta çalışan delikanlının arkadaşı beni tanıdığı birine benzettiğini ve kim olduğunu ise hatırlamadığını söylüyor . Tur lideri ve tur rehberi oldukça akıllı ve sıcak insanlar bu işi ve dengeleri ,oldukça usta ve empatik bir şekilde götürüyorlar .Parkta hediyelik eşyalar satan dükkandaki adamla sohbet ediyoruz o sırada alışverişe gelen ve Türk olduğumu öğrenen bir Hollanda asıllı Güney Afrika’lı İstanbuldaki bombalı saldırı olaylardan dolayı üzgün olduğunu söylüyor . Parkta baboonları beslemeyiniz,onlara dikkat ediniz kendinizi baboonlara ısırttırmayınız türden yazıların olduğu bir tabelaya takılıyor gözüm .Önünden geçip gidiyorum .Yağmur bastırmak üzere .
İki kamp arası Piknik
Krueger Park .
Yağmur iyicene bastırdı .Şimşekler çakıyor . Yakınıma düşen yıldırımlara bakıyorum .yağmurun damlaları sanki benim ve ben akıyorum .
Aslana ve avına bakmaya gidiyoruz yeniden .Başlarındaki kalabalık hala devam ediyor . Akbaba da orada mı göremiyorum .Galiba az önce barbekü mekanımıza dönsek iyi olacak .Çok sıkıştım.
ihtiyaç molası sırasında açılan Robert’in şemsiyesi sırılsıklam oluyor
Artık daha rahat J
Yağmurun ardından gökkuşağı bekledik
Renkler karıştı ,nedenini çözemedik
SATARA
Geldik .Yeni Kamp ,Yeni Bungalow ,Yeni safari ,Yeni Hikaye
Satara
İşte bu müzik bu ahşap kaplumbağadan geliyor
Bir barbekü daveti kimbilir ne söylüyor
İşte aslan ..Heybeti ile bir destan kahramanı gibi yürüyor .
Ne göstersem, Stephan hakkında çok şey biliyor .
Bir aslanın çene yapısı kıkırdak ve kemik yapısı ile ilgili
Ne de çok şey söylenebiliyor .
Gece Safarisi /Evening Game Drive .
KORKU
Leopar göreceğim diye
Gözümü dört açtığımda
Çalılıkların arasında sırtlanların gözü
Gözüme değmeden
Gözyaşları akmaya başladı,
Aslan’ın ikindi kahvaltısı olmaktan
Kurtulan bir impalanın .
Leoparı ise üzerindeki dövmeler ve pahalı kumaşları ile göremedik ne yazık ki .
Aslanlar cambazlıkta çok başarılı değiller .Ne de olsa leopar kadar seri hareket edemiyorlar ağaçların üzerinde .gene de sakar oluşları heybetlerini ortadan kaldırmıyor . Bu karizmatik görüntülerini dişiye de yansıtmaları gerekirse ;bütün dişilerine peruk takmak istiyorum aslanların. Yele niyetine . yelelerini örüp boncuk takmak istiyorum pelitlerine .Afrika’lı diye ..
Stephan’dan yaşlandıkça pembe burunlarının, giderek koyulaştığını öğreniyorum kedigillerin. Elimizdeki fenerle çalıların arasını aydınlatmak için nöbetleşiyoruz .Zoolojik gevezeliğimiz yoğunlaşınca spotlar bazen yolun üzerine kayıyor .Parlak fikirlerimiz aydınlatsa keşke safari parkını diye düşünüyorum .ama bu nasıl olacak , bütün savunma mekanizmalarımızla ,ve tam teşekküllü olarak uygarlığın içinden geldiğimize göre , kamufle olmuş bir leoparı bu yolla aydınlatmak ve görünür kılmak için henüz çok erken . İçimdeki kurgu bilim bana bunları söylerken ,bir aslanın gözüne hüzmelenen ışık utandı . Rehberimiz ve gruptaki pek çok kişi safaride uyuya kaldı . Gün ağarmadan çıktıkları safari onları yormuş olsa gerek . Anaerkil Loxodanto cinsi fil ailesi de gecenin karanlığına saklanmış . Fan vazifesi gören kulaklarını kıpırdatıyor .Stephan onların da ultrasonik seslerle haberleştiğini anlatıyor. 15 -20 Hz sesler çıkarıyorlarmış . Gergedan’ın biri çamurda yuvarlanıyor .Bu fillerin ,gergedanların çamura olan düşkünlükleri üzerlerindeki asalaklarla mücadele etme yöntemlerinden kaynaklanıyor. . Stephan ile konuştukça onun varlığını olumlama biçiminin benimki ile çakışmadığını fark ettim.Bu nedenle iyi dost olduk belki de .Kutuplaşsak ta olurdu artık . Zihnimi serbest bıraktıkça bize iletişimi neyin mümkün kıldığını anlamıştım .Bu ahbap beni yankılayabiliyordu .Impalalar yaklaşık 12 -13 yıl yaşıyorlarmış tabi av olmamayı başarırlarsa . Ağırlıkları da aşağı yukarı benim kadar . belki biraz daha fazla . Yolda yerde gezen bir kaplumbağa daha . Bir hokkabazın el çabukluğu ile dokunabilirdi ona siyahi rehber . Su aygırını görmek bir hayli zor ama gördük gölgesini .Timsah ise sevimli hayalet .
Sonra asfaltın üzerine çıkmış fil ayakları
Ve üzerinde ağır gövdeleri
Çekirdek aile asfalta
Biblolar gibi dizildi
Aslanların libidosundan sonra ,monogami üzerine kurulu hayatlarından bahsediyoruz fillerin ve bir filin eşini asla terk etmediğinden.Cinsel etik sorgulamalarına girince doğanın içinde karmakarışık oluyor insan .Zira ensest ilişkiden ,çok eşliliğe sadakatten ,tek eşliliğe kadar gözlenebilecek envayi çeşit durum var . Doğada neyin yanlış olduğuna kim karar verebilir ki .
Safarinin son saatlerine girdik .Ümitle leoparı arıyor gözlerimiz .Yaşadığım her detayı paranteze almak istiyordum.
Bir an sustum.. Sustuk …
Sanırım bir dize geliyor dedim kendi kendime … ve geldi
Sessizliğin kapısını tıklat
Bak ne çok duyacaksın
Ateş parçası iken
Kor olacaksın .
Zamanın zembereği boşandı
Eski mi eski bir kıta
Oldukça yaşlı ve antika
Burası Güney Afrika
Zihnimde yeni bir patika
Ve şu ana kadar başıma gelen
Her bir harika
Henüz yaşamadıklarımın
Müsveddesi .
Bir ara aslanların kafalarını boyunlarının etrafında kaç derece döndürdüğünü düşündüm .Sonra soracak kadar vakit kalmadı . safari turu sona ermişti .
Kafa kafaya verip
Düşünürken bir antilop üzerinde
Birden fil gözüküp ara veriyor
Sözlerimize .
O sırada düşündüm de
Yürürken bir fil ağırlığını
Hangi ayağına veriyor .
Kaç ton yükleniyor düşüncelerim
Asfaltın üzerine .
Hücre zarı hücre duvarı
Bu işte zoologun yoğu varı
İsmi Wilhelm Stephan ..Kökenleri Hollandalı . kendisi zoolog ve hukuk okuyor .
Gülüşü ve bakışı dostluk kokuyor . Kütük bir evde düşündüm kendimi bir an .
Satara /Kruegerpark
South Africa
Ayaklarım suya batmış
Bir küvetin içinde mumlar suya yatmış .
Ay güneşin üzerine yatmış .
Satara ,SA
Ağır metallerden küresel ısınmaya ,evrim teorisinden protein sentezlerine ,felsefeden metafiziğe daldan dala atlayan iki maymun gibiydik . İki maymun burcu olmanın etkisi de bu idi belki . Çin astrolojisine bakılır ise bu tezi doğrulamak kolay tabi .Mistik fenomenlerin olduğu ağaçlara da atladık ara sıra .Evrensel sistemi algılayışımız yaklaşıp uzaklaştı ,bilim ve din i iki kız kardeşmişlercesine irdeledik . Sabahın 05 :00 i oldu sanırım gözümüzü kırpmadık .Bu doyurucu bir sohbetti .Stephan ile vedalaşıyoruz .bana Zak Martin’in bir kitabını hediye ediyor .Kaplumbağası ile fotoğrafını çektim gitmeden .
Satara /KruegerPark
Sabah 06’ ya geliyordu .Bungalowuma döndüğümde .Valizimi yerleştirirken dün gece gördüğüm hayvanları düşünüyordum .Konuştuğumuz evrim basamaklarının yanı sıra hayvanların kendilerine ait olmayan yavruların sorumluluklarını alıp , bakmalarını düşünüyorum .
Kapıyı açtım .Minibüs kapıda . Eşyaları bir kere daha yükleme vakti . Az sonra kahvaltı ve sonra yine yolculuk . Hiç yormayan bir yolculuk .
Kahvaltı sonrası alışveriş yaptım . Bir müzik aleti de almış olabilirim . Öpersem prens olur belki kimbilir . Sırtını kaşıdıkça konusuyor .
Krueger Park’tan çıkış öncesi minibüsümüzün acaba hayvanlardan birini alıp parkın dışına kaçıryormuyuz kaygısı ile kontrol edilmesinin ardından objektifime gülümseyen son impalaya bakıyorum .ve veda ediyorum .
Gitmeden önce ona en son söylediğim sözler de şunlardı .Sanki gökten dizeler dökülmüştü gene …
Either in science fiction
Or in spiritual dimesion
Through our vivid imagination
There shall be a connection
Between you and me .
Bunları Türkçe’ye belki de şöyle çevirebilirm
Belki bir kurgubilimde
Yada manevi bir boyutta
Canlı imajinasyonlarımız sayesinde
Seninle benim aramda
Daima bir bağlantı olacak .
Eğer Türkçe dökülse idi sözlerim o zamanda şöyle derdim .. “Türkçe susuyorum şimdi”.
Safari dönüşü herkes bir uyuklama havasında olunca ,dün gece Berrin’in doğumgünü partisini atlamışım .Oysa Stephan ile beraber katılırdık .Sanırım bir hediye almak biraz beni anlatır .İyi bir jest olsun diye değil ,katılamadıysam da birliği başka bir formda ve başka zamanda paylaşmak için, ona ağaçtan yapılmış bir heykelle uzandım.. Uzun ve keyifli ömürler diliyorum . Sakın önemsemedim sanma ,nerede görsem samimiyetsizliği ben hemen eliyorum . Konsoloslukta masanın üzerine koyarsın belki de bilmiyorum .
Leopar göremedik ya ,hevesimiz kalmasın diye Krueger National Park Visitor’s Map ten bakıyorum leoparlara .. Ne kadar fazla sakız çiğniyorum son günlerde . Bu arada bunca kuş çeşitliliği içinde yalıçapkını da görmeyi çok isterdim ama başka renkli kuşlar gördüm.
Nelspruit - Mpumalanga Eyaletinin başkenti imiş . Sağlı sollu üzerime doğru gelen insan sağanağından aldığım enerji ise rahatsız edici değil . Annesine sorgusuz itaat eden bir çocuk gözlerimin içine baktı .
Havalanındayız .Epey acıktım.
Jo’burg .
Bir sonraki bölüm Kara Afrikasından Kıyı Afrikasına geçiş ve Capetown’da buluşmak üzere . Siz bu satırları okuduğunuzda ben ise Malezyada olacağım . H.Cigdem Yorgancioglu
Yorum Yaz...